Protonun Dönüş Sırrı Açığa Çıktı: Gluonların Rolü Netleşti!

 

Atomaltı dünyanın karmaşık yapısını çözmek, bilim insanlarının onlarca yıldır üzerinde çalıştığı bir konu. Özellikle zorlu sorulardan biri, protonun “spin” olarak bilinen içsel açısal momentumunun kaynağı olmuştur. Nükleer fizikçiler genel olarak protonun spininin, güçlü nükleer kuvvet aracılığıyla birbirine bağlanan kuarklar ve bu kuvveti taşıyan gluonlar gibi iç bileşenlerinden kaynaklandığına inanıyorlar. Ancak, kuarkların ve gluonların protonun toplam spinine tam olarak ne kadar katkıda bulunduğu belirsizliğini koruyordu. Şimdi, uluslararası bir fizikçi ekibi bu konuda önemli bir adım attı. Deneysel gözlemleri ve örgü kuantum renk dinamiği (lattice QCD) kullanan gelişmiş simülasyonları bir araya getirerek, gluonların protonun spinini oluşturmadaki rolünü açıklığa kavuşturan güçlü kanıtlar topladılar.

Gluon-Polarization-in-the-Protons-1200x627-1

Gluon Spin Katkısının İşareti Belirlendi

Bir protonun veya herhangi bir parçacığın “spini”nden bahsedildiğinde, kastedilen şey onun içsel açısal momentumudur. Bu, parçacığın dururken bile sahip olduğu, kuantum mekaniğine özgü bir özelliktir ve pozitif veya negatif olabilir (saat yönü veya tersi gibi düşünülebilir). Protonun spin değerinin ½ olduğu 1920’lerden beri biliniyor. Ancak bu toplam değere, protonu oluşturan temel parçacıkların (kuarklar ve gluonlar) ve bunların yörüngesel hareketlerinin ne kadar katkı yaptığı tam olarak bilinmiyordu. Özellikle, gluonların spin katkısının (∆g ile gösterilir) pozitif mi yoksa negatif mi olduğu, yani protonun toplam spinini artırıp artırmadığı büyük bir soru işaretiydi.

Önceki Varsayımlar Olmadan Veriler Yeniden İncelendi

Bu yeni çalışmayı yürüten Jefferson Lab Açısal Momentum (JAM) işbirliği grubu, teorisyenler, deneyciler ve bilgisayar bilimcilerini içeriyor. Grup, ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı Thomas Jefferson Ulusal Hızlandırıcı Tesisi (Jefferson Lab), Avustralya Adelaide Üniversitesi ve ABD William & Mary Üniversitesi’nden araştırmacılardan oluşuyor. JAM ekibi, analizlerini önceki analitik çalışmalara ve Jefferson Lab’in CEBAF tesisi ile Brookhaven Ulusal Laboratuvarı’ndaki RHIC tesisinden elde edilen eski ve yeni deneysel verilere dayandırdı. Analizlerinin diğer gruplardan farkı, teorik varsayımları mümkün olduğunca ortadan kaldırmaya çalışmalarıydı. Özellikle, partonların (proton içindeki kuarklar, gluonlar ve diğer bileşenler için kullanılan genel terim) olasılıksal bir yoruma sahip olması gerektiği gibi bazı teknik varsayımları sorguladılar.

Yeni Veriler Negatif Gluon Spinini Zayıflattı

Başlangıçta, RHIC’den gelen veriler pozitif bir ∆g yönünde bir fikir birliği oluşturmuştu. Ancak daha sonraki analizler, hem pozitif hem de negatif gluon spinine izin veren bir olasılık aralığı olduğunu göstererek durumu belirsizleştirdi. JAM grubu, birkaç yıl önce yayınladığı bir makaleyle negatif ∆g’nin hala geçerli bir olasılık olduğuna dikkat çekmişti. Bu arada, HadStruc adlı başka bir işbirliği grubu, süper bilgisayarlar ve örgü QCD formülasyonunu kullanarak aynı soruyu farklı bir yoldan ele alıyordu. Örgü QCD, uzay-zamanı dilimlere ayırarak kuarklar ve gluonlar arasındaki etkileşimleri hesaplamayı mümkün kılan bir yöntemdir. Daha sonra yapılan ortak bir JAM ve HadStruc analizi, yeni örgü QCD sonuçlarını deneysel verilerle birleştirdiğinde, negatif ∆g olasılığının daraldığını ancak hala mümkün olduğunu gösterdi. İşte bu noktada yeni araştırma devreye girdi: JAM grubu, özellikle Jefferson Lab’deki derin-inelastik saçılma deneylerinden elde edilen yüksek enerjili parçacıklara ait “high-x” verilerini analizlerine dahil etti.

Pozitif Gluon Spini Olasılığı Güçlendi

Bu “high-x” verilerinin analize eklenmesiyle, pozitif ve negatif ∆g çözümleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark ortaya çıktı ve negatif çözümlerin olasılığı önemli ölçüde azaldı. Araştırmacılar, bu sonucun sadece derin-inelastik saçılma verileriyle değil, aynı zamanda RHIC’deki farklı proton çarpışma deneylerinden elde edilen polarize jet verileri ve HadStruc’ın örgü QCD verileriyle de desteklendiğini belirtti. Adelaide Üniversitesi’nden Anthony Thomas, “Bu analize Jefferson Lab verilerini dahil eden başka kimse olduğunu sanmıyorum. Bu, kimsenin ulaşamadığı bölgelere ait çok kapsamlı bir veri seti ve ilk kez kapsamlı bir küresel analize dahil edildi” dedi. Sonuçlar henüz kesin olmasa da, analiz negatif bir ∆g olasılığını her zamankinden daha düşük hale getiriyor. Jefferson Lab’den Nobuo Sato, devam eden CEBAF 12 GeV araştırma programı veya gelecekteki Elektron-İyon Çarpıştırıcısı (EIC) gibi araçlardan elde edilecek ek verilerin kalan teorik varsayımların yerini alabileceğini ve negatif olasılık kapısını %100 kapatabileceğini belirtti.

Protonun Dönüş Sırrı Açığa Çıktı: Gluonların Rolü Netleşti! yazısı ilk önce BeeTekno | Güncel Teknoloji Haberleri ve İncelemeler yayınlanmıştır.