Yapay zeka sahte araştırma üretme potansiyeliyle bir kez daha yargı sisteminin odağında. Kaliforniya’da görülen bir dava sürecinde, iki ayrı hukuk firması, yapay zeka destekli bir hukuki belge içerisinde yer alan uydurulmuş alıntılar ve var olmayan kararlarla mahkemeye belge sundu. Bu olay, yapay zekanın hukuki alanda nasıl ve ne kadar kullanılabileceğine dair çok ciddi etik ve güvenlik sorularını gündeme getirdi.
Bu yazıda olayın detaylarını, yargı kararının gerekçelerini, kullanılan yapay zeka araçlarını ve bu durumun hukuk dünyasında nasıl bir tartışma başlattığını derinlemesine ele alıyoruz.
Yapay Zeka ile Oluşturulan Belgeleri Mahkemeye Sunmak!
Kaliforniya’daki bir mahkemede, State Farm’a karşı açılan bir davada, davacı tarafın avukatı, ek bir brifing hazırlamak için yapay zekadan faydalandı. Bu taslak, daha sonra K&L Gates adlı prestijli bir hukuk firmasına iletildi ve mahkemeye sunuldu.
Ancak bu belgede yer alan bazı hukuki atıflar, mahkeme kararları ve yasal referanslar tamamen uydurulmuştu. Yargıç Michael Wilner, özetin içeriğini incelediğinde:
-
En az iki yasal kaynağın hiç var olmadığını
-
Atıf yapılan kararların yanlış özetlendiğini veya çarpıtıldığını
-
Yapay zekanın sonuçları doğrulanmadan kullanıldığını
tespit etti. Bu olay, yapay zeka sahte araştırma üretiminin sadece teknik bir sorun değil, aynı zamanda hukukun temel güven prensibini zedeleyebileceği endişesini doğurdu.
Yargıç Milner’dan Haklı Olarak Sert Tepki
Yargıç Wilner, durumu şu sözlerle değerlendirdi:
“Makûl derecede yetkin hiçbir avukat, araştırma ve yazma işini tamamen yapay zekaya devretmemelidir.”
Ayrıca, belgeyi hazırlayan ve sunan iki hukuk firmasına 31.000 dolarlık para cezası uyguladı. Yargıç, yapay zekanın “gizli ve denetimsiz kullanımının”, mahkemeleri ve yargı sürecini yanıltıcı bilgilere açık hale getirdiğini belirtti.
En ciddi riskin, bu sahte alıntıların resmi bir mahkeme kararına dahil edilmesi olduğunu belirten Wilner, bunun yargı sistemine duyulan güveni temelinden sarsabileceğini ifade etti.
İşte Kullanılan Yapay Zeka Araçları
Olayın ardından yapılan yeminli beyanlarda, avukatlar aşağıdaki AI platformlarını kullandıklarını kabul etti:
-
Google Gemini
-
CoCounsel
-
Westlaw Precision AI
Bu araçlar, hukuki metin üretimi ve belge analizi amacıyla geliştirilmiş olsa da, olay gösteriyor ki çıktıların doğruluğu avukat tarafından denetlenmediğinde, ciddi sorunlara yol açabiliyor.
Bu platformlar genellikle “hallucination” (gerçek dışı içerik üretimi) adı verilen yapay zeka yanılgılarına karşı uyarı sunsa da, belgede yer alan uydurma kararların hiçbir şekilde kontrol edilmediği anlaşılıyor.
Yapay Zeka ve Hukuk Aynı Cümlede Geçmemeli
Bu olay, hukukta yapay zekanın nasıl ve hangi sınırlar içinde kullanılacağı konusundaki düzenleme eksikliğini gözler önüne seriyor. Avukatlar, yoğun iş yüklerini hafifletmek ve belge hazırlama süreçlerini hızlandırmak için yapay zeka araçlarına yöneliyor. Ancak:
-
Üretilen metinlerin doğruluk kontrolü yapılmadığında
-
Yasal sorumluluğun insan faktöründen ayrıldığı durumlarda
-
Yargı süreci yanıltıcı bilgiye dayandığında
hukuki sistemde ciddi zafiyetler ortaya çıkabiliyor.
Peki Sorumluluk Kimde?
Hukuk profesörleri Eric Goldman ve Blake Reid, olay sonrası yaptıkları açıklamalarda bu tür olayların artmasının kaçınılmaz olduğunu, ancak bu durumun etik kurallar ve profesyonel sorumluluklar çerçevesinde ele alınması gerektiğini vurguladı.
Şu sorular gündeme geliyor:
-
AI ile hazırlanan belgelerde sorumluluk kimde?
-
Mahkemelere sunulmadan önce AI belgeleri kim denetleyecek?
-
Yanlış bilgi sunulduğunda, avukat mı yoksa yazılım mı sorumlu tutulacak?
Bu olay, yapay zekanın hukuk gibi hassas ve kurallara dayalı alanlarda yardımcı rol üstlenmesi gerektiğini, ancak karar mekanizmasının merkezine yerleştirilmemesi gerektiğini gösteriyor.
Yapay Zeka Bunu Hep Yapıyor Olabilir mi?
Ne yazık ki hayır. Daha önce de New York’ta bir avukat, ChatGPT kullanarak oluşturduğu belgede uydurma yargı kararları kullanmış, mahkeme tarafından cezalandırılmıştı. Bu tür olaylar, denetimsiz yapay zeka kullanımının global hukuk sistemleri için bir tehdit oluşturabileceğini gösteriyor.
Bu nedenle, ABD başta olmak üzere birçok ülkede AI etik kılavuzları, baro düzenlemeleri ve mesleki kodlar yapay zekanın kullanım alanlarını sınırlandırmak için güncelleniyor.
Denemekte Fayda Var
Yapay zeka sahte araştırma sorununu çözmek için aşağıdaki adımlar atılabilir:
-
AI Kaynaklı Belgelerde Etiketleme Zorunluluğu:
-
Mahkemeye sunulan belgelerde, AI ile üretilmiş içerikler açıkça belirtilmeli.
-
-
Çift Katmanlı Doğrulama:
-
AI ile oluşturulan belgeler, en az bir insan avukat tarafından incelenmeli.
-
-
Profesyonel Eğitim Programları:
-
Avukatlara AI araçlarının sınırları ve riskleri hakkında eğitim verilmeli.
-
-
Yasal Düzenlemeler:
-
Barolar ve yasa koyucular, AI kullanımına dair çerçeve yasalar hazırlamalı.
-
-
Yapay Zeka Sistemlerinde Güvenlik Filtreleri:
-
AI sistemleri, uydurma içerikleri otomatik tespit edecek filtrelerle donatılmalı.
-
Hukuki Güvenin Sarsılması Durumu
Yapay zeka sahte araştırma üretme kabiliyetiyle, özellikle hukuk gibi kesinlik ve güvenilirlik gerektiren alanlarda ciddi tehlikeler yaratabiliyor. Kaliforniya’daki bu olay, yalnızca teknik bir hata değil, hukukun güvenilirliği ve meslek etiği açısından da bir sınav niteliğinde.
Avukatlar, hukuk firmaları ve yargı sistemleri, yapay zekayı yalnızca bir yardımcı araç olarak görmeli ve karar mekanizmalarında nihai otoriteyi insanda tutmalıdır.
Bu olaydan çıkarılacak ders, teknolojiyi denetimsizce kullanmanın, en güvenilir sistemleri bile yapay hatalarla zedeleyebileceği gerçeğidir.
Yapay Zeka Mahkeme Salonlarında Görüldü yazısı ilk önce BeeTekno | Güncel Teknoloji Haberleri ve İncelemeler yayınlanmıştır.