Alzheimer’a Karşı Yeni Umut, Burun Spreyi İle Deneysel Tedavi

Alzheimer-

Alzheimer hastalığı, modern tıbbın en karmaşık ve yıkıcı hastalıklarından biri olmaya devam ediyor. Bellek kaybı, düşünme yetilerinin bozulması, kişilik değişimleri ve günlük yaşamın kontrolünün giderek zorlaşması gibi etkilerle, hem hastalar hem de yakınları için ağır bir süreçtir. Bugün için kesin bir tedavisi bulunmayan bu nörodejeneratif hastalığa karşı yeni bir yaklaşım geliştirildi. Bu seferki umut, bir hap ya da iğne değil; basit bir burun spreyi.

Boston’daki ünlü Mass General Brigham Hastanesi’nde yürütülen deneysel bir tedavi kapsamında, 79 yaşındaki Alzheimer hastası Joe Walsh, burun yoluyla uygulanan bir monoklonal antikorla tedavi ediliyor. Bu antikorun amacı, Alzheimer ile birlikte artan beyin iltihabını azaltmak. Walsh, bu tedaviyi deneyen ilk Alzheimer hastası ve bu sayede çok sayıda bilimsel gözlem ve çıkarım yapılıyor.

Alzheimer Hastalığı ve Mevcut Tedavi Yaklaşımları

Alzheimer, özellikle yaşlılık döneminde ortaya çıkan ve beynin farklı bölgelerinde hücre ölümüne yol açan ilerleyici bir hastalıktır. Beyindeki iki temel patolojik özelliği, amiloid plaklar ve tau protein düğümleri olarak bilinir. Bu yapılar sinir hücreleri arasında normal iletişimi engeller ve zamanla beyin dokusunun kaybına yol açar.

Son yıllarda geliştirilen bazı ilaçlar, bu amiloid plakları temizlemeye veya tau proteinlerinin birikmesini engellemeye odaklandı. Ancak bunların etkinliği sınırlı kaldı ve genellikle hastalığın erken evresinde işe yarıyorlar. İleri evredeki Alzheimer vakaları için hala etkili bir çözüm bulunmuş değil.

Bu noktada bilim insanlarının dikkatini çeken başka bir faktör ise nöroenflamasyon, yani beyin iltihabıdır. Araştırmalar, Alzheimer hastalarının beyninde bağışıklık sisteminin aşırı aktif hale geldiğini ve iltihaplanmanın hücre ölümünü hızlandırdığını gösteriyor. Bu da, Alzheimer’ın yalnızca protein birikimleriyle değil, aynı zamanda bağışıklık tepkileriyle de şekillendiğini ortaya koyuyor.

Foralumab Burun Spreyi

Mass General Brigham’da geliştirilen yeni tedavi yöntemi, foralumab adlı bir monoklonal antikoru içeriyor. Bu ilaç, daha önce multipl skleroz (MS) gibi bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklarda test edilmişti ve olumlu sonuçlar elde edilmişti. Foralumab, burun yoluyla uygulandığında, bağışıklık sistemini düzenleyen hücreleri harekete geçiriyor ve iltihaplanmayı baskılıyor.

Tedavinin mucitlerinden biri olan nörolog Dr. Howard Weiner, bu yaklaşımı şöyle açıklıyor:

“Beyne gidip iltihabı durduran düzenleyici hücreleri harekete geçiriyor. Bu hücreler, Alzheimer ile birlikte hiperaktif hale gelen mikroglia adlı bağışıklık hücrelerinin aktivitesini azaltıyor.”

Dr. Weiner’ın bu konuda kişisel bir motivasyonu da var. Annesini Alzheimer hastalığı nedeniyle kaybetmiş olması, bu alandaki çabasına yön veren duygusal arka planı oluşturuyor.

Deneysel Tedavinin İlk Uygulaması: Joe Walsh

Joe Walsh, deneysel foralumab tedavisini alan ilk Alzheimer hastası oldu. Eşi Karen Walsh, yıllar süren çabaların ardından Joe’yu bu tedavi programına dahil edebildi. İlk belirtiler 2017 yılında ortaya çıkmaya başladı. Joe, konuşurken kelime bulmakta zorlanıyor, cümlelerini tamamlayamıyor ve zaman zaman eşi Karen’ın adını hatırlayamıyordu.

2019 yılında yapılan PET taramaları, Joe’nun beyninde yaygın amiloid plaklar olduğunu doğruladı ve Alzheimer teşhisi kesinleşti. COVID-19 pandemisi sırasında çoğu klinik araştırma askıya alındığı için, Joe birçok çalışmaya kabul edilmedi. Ancak 2024 yılında yapılan başvuru sonrası, FDA tarafından onaylanan özel bir program aracılığıyla, foralumab tedavisine erişim sağlandı.

alzheimer-

Tedavi Süreci ve İlk Bulgular

Joe’nun tedavisi, düzenli olarak uygulanan burun spreyleriyle başladı. Her uygulamada eşi Karen, burun spreyi aplikatörünü kullanarak Joe’nun solunum yoluna ilacı püskürtüyor. Uygulama son derece basit ve invazif olmayan bir yöntemle gerçekleşiyor.

Üç ay boyunca düzenli olarak devam eden tedavi sonrasında çekilen yeni PET taramaları, Joe’nun beynindeki iltihap düzeyinde ciddi bir azalma olduğunu gösterdi. Bu, foralumab’ın nöroenflamasyonu azaltma konusunda etkili olabileceğine dair ilk somut kanıt oldu.

Elbette bu bulgu, ilacın Joe’nun bilişsel yetilerini iyileştirdiği anlamına gelmiyor. Ancak karısı Karen’ın gözlemleri olumlu yönde. Joe’nun sosyal etkileşimlerde daha aktif hale geldiğini, daha fazla güldüğünü ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeye başladığını söylüyor.

Alzheimer Tedavisinde Yeni Bir Sayfa Açılabilir mi?

Alzheimer tedavileri genellikle beyindeki patolojik proteinlere odaklanırken, foralumab gibi bağışıklık sistemi düzenleyici ilaçların bu denli etkili sonuçlar vermesi, alanın yönünü değiştirebilir. Nöroimmünoloji, yani sinir sistemi ile bağışıklık sistemi arasındaki ilişkilerin araştırılması, bu bağlamda çok daha büyük önem kazanıyor.

Dr. Weiner bu noktada şunları belirtiyor:

“Alzheimer hastalığına yakalanan bir kişi için, iltihap hastalığın daha hızlı ilerlemesine neden oluyor. Eğer biz bu iltihabı baskılayabilirsek, hastalığın gidişatını yavaşlatabiliriz.”

Klinik Denemeler ve Gelecek Planları

Şu an Joe Walsh üzerinde yürütülen tedavi, genişletilmiş erişim programı kapsamında tekil bir hasta için uygulanıyor. Ancak Mass General Brigham, 2025’in ilerleyen dönemlerinde foralumab için tam ölçekli klinik denemeler başlatmayı planlıyor.

Bu denemeler kapsamında farklı evrelerdeki Alzheimer hastaları, kontrollü ortamlarda ilacı alacak ve sonuçlar bilimsel olarak analiz edilecek. Amaç, ilacın güvenilirliğini, yan etkilerini ve bilişsel performans üzerindeki etkilerini net olarak ortaya koymak.

Eğer sonuçlar beklendiği gibi çıkarsa, Alzheimer tedavisinde iltihap karşıtı yaklaşımın önemi daha da artacak ve foralumab gibi ilaçlar standart tedavi seçenekleri arasına girebilecek.

Zorluklar ve Belirsizlikler

Her yeni tedavi gibi, foralumab ile ilgili de bazı soru işaretleri var. Bu ilacın uzun vadede etkileri henüz bilinmiyor. Ayrıca Alzheimer’ın ileri evrelerinde kaybedilen beyin hücreleri geri getirilemeyeceği için, tedavinin sadece hastalığın seyrini yavaşlatabileceği düşünülüyor.

Bir diğer belirsizlik, ilacın farklı bireyler üzerindeki etkisinin aynı olup olmayacağı. Alzheimer’ın farklı türleri ve genetik yapılar üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, her hastanın bu tedaviden aynı şekilde fayda görmesi beklenmeyebilir.

Alzheimer-tedavisi

Hasta ve Aile Perspektifi: Umut ve Gerçekçilik

Karen Walsh, kocasının iyileşmesini değil, yavaşlamasını istiyor. Onun için bu deneysel tedavi, bir mucize değil, bir fırsat. “Joe hâlâ kelimeleri bulmakta zorlanıyor ama artık daha az içine kapanık,” diyor. “Gülüyor, sohbet ediyor, eskisinden daha çok var.”

Bu ifadeler, Alzheimer’la mücadelede “iyileştirme” kadar “yaşam kalitesini artırma”nın da önemli olduğunu hatırlatıyor. Aileler için bazen hastalığın tamamen geçmesi değil, günlük hayatın daha yaşanabilir olması da büyük bir kazançtır.

Küçük Bir Sprey, Büyük Bir Umut

Foralumab adlı burun spreyi, Alzheimer tedavisinde yeni bir sayfa açma potansiyeline sahip. Hastalığın patolojik proteinlerinden çok, onun tetiklediği bağışıklık tepkilerine odaklanan bu tedavi, ilk uygulamalarda olumlu sinyaller verdi. Elbette bu tek başına bir “çare” değil, ancak Alzheimer’a karşı mücadelede çok önemli bir adım olabilir.

Joe Walsh’un hikâyesi, bilimle umudun kesiştiği yerde duran sade ama derin bir örnek. Henüz yolun başında olunsa da, alınan sonuçlar daha fazla araştırma ve kaynakla desteklenirse, Alzheimer gibi yıkıcı bir hastalıkla mücadelede yepyeni stratejiler geliştirilebilir.

Alzheimer’a Karşı Yeni Umut, Burun Spreyi İle Deneysel Tedavi yazısı ilk önce BeeTekno | Güncel Teknoloji Haberleri ve İncelemeler yayınlanmıştır.